Kushi Diyeti

Kategori: Diyet & Fitness - Bu yazı 793 kez okunduYorum Yazın
Kushi Diyeti

Kushi Diyeti Nasıl Yapılır,
Diyette Neler Yenir Neler Yenmez,
Kushi Diyeti ya da Japon Diyeti Nasıl Yapılır?

Kushi Diyeti ya da Japon Diyeti Nasıl Yapılır ?

Makrobiyotik beslenme biçimi, Japon sağlık uzmanı Michio ve Aveline Kushi çifti tarafından geliştirildi. Massachusetts eyaletindeki Boston kentinde Kushi Enstitüsü’nü kuran çift, sağlıklı beslenme üzerine kurdukları programa makrobiyotik adını verdi. Onların yanında yıllarca çalışıp uzmanlaşan Michael Rossoff da bu beslenme programını Kushi çiftinden sonra dünyaya tanıtan ikinci kişi oldu. Kushi çifti, makrobiyotik kavramını sağlıklı ve uzun yaşama bilimi, bunun vücudumuzla etkileşimi olarak anlatıyor. Yediğimiz gıdalar, yaşam biçimimiz ve yaşadığımız çevre de bunun temelini oluşturuyor. Bu amaçla makrobiyotikte ilk prensip, vücudun uyum içinde dinamik bir şekilde çalışmasını sağlamak. Bunu da gıdalarla yapmak.

Kushi Diyetinde Neler Yenir , Neler Yenmez

Makrobiyotiğin temeli aslında tüm diyetlerle aynı ; ”Dengeli Beslenme”. Ama elbette her diyette olduğu gibi makrobiyotiğinde kendine göre bir “dengesi” var.Tam tahıllar, makrobiyotikteki ana besinler olarak geçiyor.Böyle olunca her öğünümüzün % 60′ını (Bu tabağımızın neredeyse yarısından fazlası oluyor) tam tahıllar oluşturuyor.
Öğünümüzün geri kalan %25-30′unu sebzeler, %5′ini deniz bitkileri ve diğer %5′ini de çorbalar oluşturuyor.

Arpa, karabuğday, rafine edilmemiş pirinç, darı, yulaf, çavdar, tam buğday, bulgur makrobiyotik beslenmede devamlı yenebilecek tahıllar arasına giriyor.

Yenmesi tavsiye edilmeyen gıdalar arasındaysa, hayvansal besin içeren, kalorili hamur işleri var.

Sebzelerden de avokado, patlıcan ve patates gibi bazı sebzeler sık yendiğinde kanda asitlenmeye neden olabileceği için makrobiyotikte tavsiye edilmiyor.

Baklagillerden ise fasülye en yararlı besinlerden biri olarak gösteriliyor.

Et yenilmesi, hayvanların suni yolla beslenmesi nedeniyle tavsiye edilmiyor. Balık ve deniz mahsüllerinde de deniz temiz olduğu sürece hiçbir sakınca görülmüyor.

Yine, makrobiyotikte “süt ve süt ürünleri tüketilmese daha iyi olur” deniyor.

Kısacası makrobiyotikte bir nevi vejetaryenlik ve vaganlık söz konusu.
Bir başka önemli konu ise, tüm besinlerin organik olarak tüketilmeli, yemekler mevsimine göre pişirilme süreleri değiştirilerek yapılmalı.Buna göre, ilkbaharda daha kısık ateşte, kış aylarında ise daha harlı ateşte pişirilmeli.

Fındık, fıstık, badem ve kestane her öğünde bir avuç kadar yenebiliyor.
Meyvelerden elma, kayısı, kiraz, kavun, şeftali, armut, erik yanebiliyor .Ama ananas, mango yok.
İçeceklerden, kahvenin mutlaka çekilmiş çekirdek kahve olması gerekiyor.Alkol ve suni tatlandırıcı kullanılmış içecekler kesinlikle tavsiye edilmiyor.

Temel Prensipler Nedir?

  •     Günde üç öğün ama açken yiyin. Lokmayı 50 kez çiğneyin.
  •     Susayınca için. Sıcak banyodan kaçının. Pamuklu giyin.
  •     Boyun , bilek ve parmaklarınıza ağır aksesuarlar takmayın.

Alıntıdır


Etiketler: / /
Bu Yazıyı Paylaş! Google+! Pinterest!