Acun’u Ofisinde Yakaladık!

Kategori: Ev & Dekorasyon / Magazin / Türkiye'den - Bu yazı 592 kez okunduYorum Yazın
Acun’u Ofisinde Yakaladık!

Yoğun bir çalışma temposunun hakim olduğu ofiste, çekimlere alışık olan ama bizim yaptığımız çekimi ilgiyle izleyen yüzlerle keyifli bir çalışma yaptık. Yedik, içtik, güldük, eğlendik… Çekim sırasında çalışan arkadaşları kimi zaman yerinden ettik ama her koşulda Acun’un eşi sevgili Zeynep Ilıcalı’nın ilgisi, anlayışı ve yardımlarıyla keyifli bir gün geçirdik. Yardımseverliğiyle tanınan ünlü televizyoncu bir gece önce, geç saatlere kadar süren, engellilere yardım topladığı yarışma programının ardından saat 14.00 sularında büyük bir kalabalıkla gelip, bizi uyumlu ve çok sevimli bir adam olarak karşıladı. Şirket içinde devamlı yer değiştiren Acun’u yakalamak ve çekim karemize yerleştirmek oldukça uzun bir kovalamaca sonunda mümkün oldu ne de olsa bu söz artık onunla özdeşleşti; Acun firarda!

Acun Ilıcalı’nın ofisi bir çalışma alanından çok sıcak bir ev ortamını anımsatıyor. Ekibin komün halinde yaşamayı sevmesi ve devamlı toplanıp bir araya gelmeleri dekorasyonun tarzını belirleyen önemli bir unsur… Sürekli dostların ağırlandığı, yemek ve playstation partilerinin verildiği mekanda rahatlık ve en geniş hareket alanını sağlama düşüncesi çıkış noktası olmuş.

Mimari ve iç mimari işlerinin tümünün IPD Mimarlık tarafından yapıldığı ofise, dışarıdan fazla bir şey alınmamış; koltuklar, sandalyeler, masalar, mutfaktaki detaylar ve bahçedeki bank, mekan için özel olarak tasarlanmış. Mutfakta ve ofis içinde, minimum alanda maksimum kullanımı sağlayan amorf masa, mekana sıradışı bir hava katmış. Masa üzerine yerleştirilen çelik konstrüksiyonlar ofis kısmında askılık ve raf olarak kullanılırken mutfakta ise bakliyatların konumlandırıldığı şık detaylar olarak karşımıza çıkıyor. Koridordan geçerken gözümüze takılan eğimli duvarlar ve camlar mekanın çok daha ferah ve geniş görünmesini sağlıyor. Tavan kısmında kullanılan elips dekoratif konal havalandırmalar mekanın loft tarzıyla bir bütünlük içinde.

Endüstriyel görünümüne rağmen oldukça sıcak, renkli ve neşeli bir ev ortamını hatırlatan mutfak, tüm elemanlarıyla IPD Mimarlık tarafından mekan ve sahiplerinin gereksinimleri doğrultusunda tasarlanmış. Dört katlı Acun Production yapım şirketinde sıklıkla ham ahşap ve paslanmaz çelik kullanılırken yere uygulanan beton görünümlü epoksi mekanla bütünlük sağlamış. Kapı girişindeki bekleme köşesinde farklı bir bank kullanılmış. Çelik konstrüksiyonla tavana asılmış, ayaksız bank, yanındaki Philippe Starck tasarımı sehpa ile bekleme durumunun sıkıntısını unutturabilecek şirinlikte… Ofiste bir de Acun Ilıcalı’nın eşi Zeynep Ilıcalı’nın odası bulunuyor. Bu oda mekandaki en romantik alan. Odada eski bir koltuk elden geçirilip mavi çiçek desenli kumaşla kaplandıktan sonra antikacıdan alınan çalışma masasının önüne yerleştirilmiş. Koltuğun yanındaki saatli ilginç sehpayı, Zeynep Ilıcalı çok beğenip Amerika’dan buralara taşımış. Bu odanın duvarlarındaki resimler ünlü bir ressamın elinden çıkmışçasına değerli, çünkü onları küçük kızları Leyla yapmış. Beyaz rafın üzerinde duran bez bebek ise bir hayranları tarafından yapılıp gönderilmiş.

Binadaki bütün camlar yemyeşil bahçeye açılıyor. Yaz aylarında barbekü partilerinin verildiği bahçe, oldukça davetkar bir görünüme sahip. Toplantı odasında tüm ahşap alanlarda olduğu gibi meşe tercih edilirken masanın etrafındaki sandalyeleri tasarlarlarken rahatlık ön planda tutulmuş. Toplantı odasındaki raflarda duran aksesuarlar Acun Ilıcalı’nın motosiklet tutkusunu vurguluyor.

Yemek saati geldiğinde dışarıya mis gibi yemek kokuları yayılmaya başlıyor. Yemeğe çok düşkün olduğunu söyleyen Ilıcalı’nın mutfağında bizi Bolu Mengen’den ofis için getirilmiş aşçı Serdal Çifçi karşılıyor. Sonradan öğreniyoruz ki ustamızın yemeğinin müptelaları ofise sık sık uğrar olmuş. Ustamız burada insanların canı ne isterse onun yapıldığını, saatin öneminin olmadığını, pasta ve tatlıların hep hazır bulunduğunu söylüyor. Ofiste çalışan herkes bir yarışma ya da şans oyunu havasına girmiş. Fotoğrafçımız Engin Aydeniz’in çatal, kaşık ve bıçakların karışık halde yerleştirildiği saklama kaplarından hangisinde kaşık olduğunu sorması üzerine ustamızın ”Şansına, hangisini çekersen…” demesiyle biz de bu havaya girmiş olduk. Biz çekim yaparken, içlerinde Emre Belözoğlu’nun da bulunduğu kalabalık bir arkadaş grubuyla içeri giren televizyon yıldızı, arkadaşlarıyla yemek yiyip sohbet ettikten sonra playstation turnuvası için odasına çekiliyor. Odasındaki eşyaların büyük çoğunluğu kullanmaktan hoşlandığı eski mobilyalar. Kanepenin çok sayıda kişinin oturabilmesini sağlayan formu misafir ağırlamayı oldukça seven Ilıcalı için ideal…

Çekimimizi tamamlayıp ofisten ayrılırken aklımızda loft çizgilerinin hakim olduğu bu şık mekanın detayları, kulağımızda kahkahalar ve damağımızda da ustanın yaptığı leziz yemeğin tadı kalıyor.

Kaynak:marieclairemaison


Bu Yazıyı Paylaş! Google+! Pinterest!