Victor Hugo

Kategori: Bültenler - Bu yazı 29 kez okunduYorum Yazın
Victor Hugo

Fransız Edebiyatı oldukça zengin ve etkileyici eserlere sahiptir. Fransız edebiyatına eserler veren pek çok önemli sanatçı bulunmaktadır. La Fontaine, Montaigne, Moliere, Victor Hugo, Racine, Albert Camus, Emile Zola, Stendhal, Honore De Balzac Fransız Edebiyatının önemli yazarlarından bazılarıdır.
Fransız edebiyatının çevirisini ve yayımını yapan Pusula Yayıncılık, hatasız çevirileri ve akıcı anlatımı ile, kitaplara daha da keyif katmakta.
Victor Hugo
Fransız edebiyatının en çok eser veren yazarı olan Victor Hugo; 26 Şubat 1802 tarihinde Fransa’nın en çalkantılı olduğu dönemde Besançon’da doğmuş, 22 Mayıs 1885 tarihinde ise Paris’te hayatını kaybetmiştir. Yazar Fransa’da romantizmin sözcüsü kabul edilmiştir, önde gelen isimleri arasında sayılmıştır. Cromwell isimli yapıtın ön sözünde romantizmin kurallarını belirtmiştir. Eserlerinde yurt ve insan sevgisi konularını işlemiştir. Roman, şiir ve piyes türlerinde yapıtlar vermiştir.
Yazarın ilk romanı “Notre Dame’ın Kamburu”dur. Bu eser yazarın en yüzeysel ve nispi başarısız sayılabilecek eseridir. Eserin yüzeysel kalmasının sebebi ise ekonomik sebeplerle yayınevinin ısrarları ile metni çok kısa sürede tamamlamak zorunda kalmasıdır. Yine de yazar ün kazandığında bu kitabı da Fransa’da sevilerek okunmuştur.
Victor Hugo “Sefiller” romanında kötü bir insanın nasıl iyi bir insan olduğu ve yaptığı iyilikler anlatılmıştır. Hayatı iniş çıkışlarla dolu, pek çok zorluk yaşayan bir başkahraman üzerinden roman ilerlemektedir. Eser 19. yy Paris’inden insan manzaralarını önümüze sunmaktadır.
Sefiller Romanının Özeti
Jean Valjean “D” kasabasında bir somun ekmek çaldığı için kürek cezasına çarptırılmış, sonrasında kaçma girişimlerinden dolayı cezası sürekli katlandığı için 19 yıl aradan sonra hapisten çıkabilmiş biridir. Bu durum onun topluma karşı kin beslemesine neden olmuştur.
Çıktıktan sonra bir piskoposun evine girerek hırsızlık girişiminde bulunur ancak polisler tarafından yakalanır. Piskopos onu affeder ve ona yardımcı olur. Jean Valjean bu durumdan aldığı dersle iyi bir insan olmaya karar verir. Eski günlerine geri dönmek istemediği için yeni bir hayat kurmak ister.
Fransa’nın kuzeyinde hayata ahlaklı ve fazilet sahibi iyiliksever bir insan olarak yeniden başlayan Jean Valjean ucuz mücevher imalatçılığı yaparak hayatına devam etmektedir ve zenginleşmiştir. Fakirlere çok yardımcı olmuştur. Geçmişini gizlemiş, herkesin güvenini ve sevgisini kazanmıştır; şimdi halk onu kasabanın belediye başkanı yapmıştır. Ancak eski mahkumlar hukuken belediye başkanı olamazlar.
Kasabanın polis müfettişi Javert, Jean Valjean’dan şüphe duymaktadır. Javert katı ruhlu, kanunlara sıkı sıkıya bağlı ve geçmişi başarılarla dolu bir müfettiştir. Javert araştırma yaptığında “D” kasabasındaki hırsızlık olayını öğrenir. Oysaki isim benzerliğinden bir başkası onun yerine tutuklanmıştır ve olay kapanmıştır. Ancak Valjean bunu öğrenince vicdanı rahat etmez ve gidip teslim olur, kendisiyle aynı adı taşıyan kişiyi kurtarır. Valjean tekrar küreğe mahkum edilir.
Valjean tekrar kaçar ve isim değiştirerek bir kız çocuğunu evlat edinir. Polis müfettişi onun izini tekrar bulur. Ancak Valjean kurtulur.
Evlat edindiği kız çocuğu da büyümüştür. Gün gelir bir çatışma sırasında Valjean’a, Javert’i öldürme görevi verilir ancak o öldürmez ve kaçmasına izin verir.
Evlat edindiği kız çocuğu Casette zamanında çıkan çatışmada Valjean’nın hayatını kurtardığı adı Marius olan gençle evlenir. Valjean kızını mahcup etmemek için onların yanından ayrılır. Çünkü Marius bir baronun oğludur.
Ölüm döşeğinde evlat edindiği kızı Casette ve Marius, Jean Valjean’ı ziyaret ederler. Valjean mutlu bir şekilde hayata gözlerini kapatır.
Kaynak : https://www.pusula-yayincilik.com/


Bu Yazıyı Paylaş! Google+! Pinterest!