Korsenin Dayanılmaz Cazibesi

Kategori: Güzellik / Moda / Moda Haberleri - Bu yazı 668 kez okunduYorum Yazın
Korsenin Dayanılmaz Cazibesi

 

Bir dönem kadınların fazlalıklarını saklayan korseler, bu sezon vazgeçilmez stil parçalarından. Korseler sadece güzel görünmenizi sağlamıyor, aynı zamanda sizi kum saati formuna sokarak, çok da seksi görünmenizi sağlıyor.
1900′lü yıllarda çelik korseler vardı. 16. yüzyılda korseler silindir biçiminde tasarlanmıştı, Viktoryen döneminde de korselerin tek amacı, kadınların belini daha ince göstermekti. 20. yüzyılla beraber bu korselerin kadınların sağlığına zararlı olduğu ortaya çıktı ve bunların yerine elastik kumaşlardan yeni korseler tasarlanmaya başladı.

Daha sonra korselerin yerini, fazlalıkları saklayan kalın kemerler aldı. 1939 yılının unutulmaz filmi “Rüzgar gibi geçti”de baş kadın kahraman Scarlett O’Hara’nın korse giymesi, korse furyasını yeniden alevlendirdi.
50′lerde şov dünyasında
1950′li yıllara gelindiğinde ise, korseler dansçıların favori kostümlerindendi. Şov dünyasında yer alan kadınlar lame rengi korselerle, görünümlerine ve danslarına seksilik katıyorlardı. Savaş döneminden sonra ince bel yeniden moda olunca, 50′li yılların tasarımcıları korseleri elbiselerin içine dikerek, sadece dansçıların değil, fazla kilolarını saklamak isteyen herkesin korse giymesini sağladılar.

70′li yıllarda ünlü tasarımcı Vivienne Westwood bir korse tasarlayarak, korseleri ilk defa dış giyimde kullandı.

90′lı yıllara gelindiğinde ise Thiery Mugler ve Maison Martim Margiela gibi tasarımcıların da etkisiyle korseler yeni bir fütüristik akımın öncüsü oldular. Madonna’nın ‘Blonde Ambition’ filminde giydiği Jean-Paul Gaultier imzalı korse, korselerin iyice popüler olmasına neden oldu.


Bu Yazıyı Paylaş! Google+! Pinterest!