Demir Eksikliğine Bağlı Anemi/Kansızlık

Kategori: Genel Sağlık / Kadın Sağlığı / Saglık - Bu yazı 568 kez okunduYorum Yazın
Demir Eksikliğine Bağlı Anemi/Kansızlık

Basit bir hastalık gibi görünen kansızlığın ne kadar ciddi ve hayati komplikasyonlara yol açabilecek bir klinik durum olduğunun farkına varabilmektir.

Çoğu zaman hastalarımda demir eksikliğine bağlı kansızlık saptayıp, tedavisini hastaya önerdiğimde, hastaların çoğundan, “yine mi demir eksikliği, bu benim alın yazım, daha öncede defalarca tanı konulup tedavi edilmeye çalışılmıştı ama bak sonuç yine aynı’’ şeklinde yorumlarla karşılaşıyorum. Hemen şunu belirtmek isterim; demir eksiliğine bağlı kansızlık bir alın yazısı değildir. Öncelikle kansızlığın nedeni doğru bulunup tedavi edilmelidir. Kanama nedeni bağırsaktan mı, idrar yollarından mı, yoksa rahim içi nedenlerden mi? Kaynak bulunup tedavi edildikten sonra ve hastaya menopoza kadar gidecek doğru tedavi ve takip protokolu uygulandığında, bu hastalığı da kalıcı olarak tedavi ediyoruz ve bunu alın yazısı olmaktan çıkarıyoruz. Önemli olan, halk arasında basit bir hastalık gibi görünen kansızlığın ne kadar ciddi ve hayati komplikasyonlara yol açabilecek bir durum olduğunun farkına varmak. Demir eksikliği bir kansızlık çeşididir. Normalde kırmızı kan hücrelerimize rengini veren ve kanımızda oksijen taşıyan molekül hemoglobindir. Demir de hemoglobinin ana maddesini yapan elementtir. Vücuda beslenme ile yetersiz demir alındığında, herhangi bir organımızdan kanama olduğunda, demir emilimini bozan kronik ishallerde ve kurşunla zehirlenmelerde demir eksikliği ortaya çıkabilir.

Kansızlık zeka gelişimini etkiler

Demir eksikliği aslında en sık görülen kansızlık çeşididir. Erkeklerde % 20, kadınlarda % 35, gebelerde % 50, bebek ve çocuklarda ise % 50-60 oranında görülmektedir. Olaya gebelik olarak baktığımızda nerede ise her iki gebeden birinde demir eksikliği görülmektedir. Ülkemizde 0-1 yaş arası çocukların yarısında ve okul çağındaki çocukların üçte birinde kansızlık vardır. Zamanında doğan, normal doğum ağırlıklı bebeklerde ilk 6 ay hem demir depoları yeterlidir, hem de anne sütünden gelen demirin emilim kapasitesi yüksektir. Ancak 6 aydan sonra doğum ağırlığının iki katına ulaşılması ve ek gıdalara geçilmesi ile demir ihtiyacı artar. 6-24 aylar demir ihtiyacının en fazla olduğu dönemlerdir. Çünkü büyümenin en hızlı olduğu dönemdir. Kansızlık uzun vadede öğrenmeyi, zekayı ve algılama fonksiyonlarını negatif yönde etkiler. Okul başarısı düşük, dikkatsiz ve konsantrasyon yeteneği zayıf çocuklar olmasına neden olur. Halsizlik, yorgunluk, küçük bir eforda nefes nefese kalma, baş dönmesi gibi şikayetler demir eksikliğine bağlı kansızlık nedeni ile de ortaya çıkabilir. Daha derin kansızlık problemi olanlarda dudakta çatlaklar, dilde yanma, ağrılı yutma gibi sindirim problemlerine yol açabilir. Bazı hastalarda toprak yeme, buz yeme isteği gibi belirtiler verebilir. En zengin demir kaynağı kırmızı et ve kuru baklagillerdir. Ayrıca yumurta, pekmez, kuru üzüm gibi meyvelerde ve yeşil yapraklı sebzelerde demir bol bulunur. Çay, kahve, süt ve yoğurt demir emilimini azaltır. C vitamini demir kullanımını artırır. Yemeklerin hemen üzerine çay-kahve içmek iyi bir alışkanlık değildir. Eğer bu içecekler seviliyorsa yemekten en az 3-4 saat sonra içilmesi daha sağlıklıdır. Yine kansızlık problemi olanlarda süt-yoğurt tüketimini de yemeklerle değil öğün aralarında yemek daha doğrudur. Özellikle et ve yumurta içeren bir yemekle beraber bol limonlu bir salata yemek, bu yiyeceklerin içindeki demirin vücudumuz için biyoyararlılığını artırır. Ayrıca demir eksikliğine bağlı kansızlık sadece yiyeceklerle düzeltilemez, muhakkak doktor kontrolünde tıbbi tedavisi yapılmalıdır.


Bu Yazıyı Paylaş! Google+! Pinterest!